Biyomimikri, hem yaşam anlamına gelen “biyo” hem de taklit etmek anlamına gelen “mimesisten” gelir. Kelime kökeni olarak Latince olan biyomimikri doğayı(yaşamı) taklit etmektir.
3.8 Milyar Yıllık Araştırma ve Geliştirme Süreci
Doğa yer yüzündeki en yaratıcı şeydir. Yaşam var olduğundan itibaren, doğa hayatta kalma stratejisi olarak evrimleşmenin en iyi yolunu buldu. Neyin işe yaradığını, neyin uygun veya uyumlu olduğunu en önemlisi de Dünya gezegenini sürdüren şeyin ne olduğunu bulmak için 3.8 milyar yıl boyunca araştırma ve geliştirme yaptı ve yapmaya devam ediyor. Hayvanlar, bitkiler, mikroplar ve herhangi bir canlı hücre doğa mühendisleri olarak bu araştırma ve geliştirme sürecinin içinde bulunduğu kolektif bir topluluğun parçasıdır.
Doğadan İlham Alan İnovasyon
Biyomimikri yeni bir fikir değildir. Çok eski zamanlardan itibaren insanlar ve bilim adamları insanlığın yaşadığı sorunlara çözüm bulmak için doğanın en iyi fikirlerini araştırıyor ve inceliyor. Ardından doğanın sürdürülebilir tasarımları ve stratejilerini taklit ediyor. Biyomimikri kelimesi 1982 yılında ortaya çıktı ve bilim insanı ve yazar olan Jenine Benyus tarafından 1997 yılında genişletilerek “Biyomimikri: Doğadan Esinlenen Yenilik” olarak kitaplaştırıldı. Bu kitapta biyomimikri, “doğanın modellerini inceleyen ve daha sonra insanların sorunlarını çözmek için bu tasarımları ve süreçleri taklit eden veya bunlardan ilham alan yeni bir bilim” olarak tanımlanmaktadır. Benyus, Doğaya bir “Model, Ölçü ve Mentor” olarak bakmayı öneriyor ve sürdürülebilirliği biyomimikrinin bir hedefi olarak vurguluyor. Daha basit bir anlatı ile biyomimikri, doğadan ilham alan yenilikler üretmenin yoludur.
Sürdürülebilir Bir Geleceğe Giden Yol
Biyomimikri, doğayı algılamanın ve ona değer vermenin önemli bir yoludur. Bizi, doğal dünyadan yararlanmanın en iyi yolunun belki de ondan madde ve kıymetli şeyleri kitlesel olarak çıkarmak değil, ondan öğrenebileceğimiz şeyler olduğu fikrine getiriyor. Yaşamın ve doğanın dehasının bilinçli öykünmesi, insan ırkı için bir hayatta kalma stratejisidir. Sürdürülebilir ve daha iyi bir geleceğe giden olası bir yoldur.
Bir Şaman öğretisi şöyle der…
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz.
Nehirler kendi suyunu içemez. Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez. Güneş kendisi için ısıtmaz. Ay kendisi için parlamaz. Çiçekler kendileri için kokmaz. Toprak kendisi için doğurmaz. Rüzgâr kendisi için esmez. Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.
Doğanın anayasasında ilk madde şudur;
Her şey birbiri için yaşar…
Birbiri için yaşamak, doğanın kanunudur…
Eski çağlardan süre gelen bir anlayıştı bu. Bütünlüğü
anlatırdı. Özü iki cümleydi.
“Ben biz olduğumuz zaman ben olurum.”
“Ben, ben olduğum için sen, sensin.”